top of page
Ara

Sosyal Anksiyete Bozukluğu

  • Pedagog Psikolog Peri Dilbaz
  • 23 Ara 2021
  • 2 dakikada okunur

Sosyal anksiyete bozukluğu ilk kez DSM-III'te sosyal fobi adıyla resmi bir tanı kategorisi olarak yer aldıktan sonra sosyal anksiyete bozukluğunun yaygınlığına ilişkin farklı kültürlerde pek çok epidemiyolojik araştırma yapılmıştır. Sosyal fobi, sosyal ortamlarda kişinin kendisini aşırı güvensiz hissetmesi, başkaları tarafından alay edileceği, reddedileceği ve yargılanacağı düşünceleri eşliğinde yoğun kaygı yaşaması durumudur. Sosyal ortamlarda bir eylem gerçekleştirilmesinin gerektiği durumlarda belirgin ve sürekli bir korku duyulur. Sosyal fobi tanısı olan kişiler bu durumlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.

Eğer profesyonel olarak yaptığınız iş, yoğun bir sosyal iletişimi gerektiriyorsa, sosyal ortamlardan kaçınmak için yaptığınız herşey başarınızı olumsuz etkileyebilecektir. Başkalarının önünde yemek yemek ve içmek, telefonla konuşmak, imza atmak, tartışmak yoğun kaygı yaratabilir. Konuşulan insanın gözüne bakamama diğer belirtilerdendir. Bazen birçok insan için çok cazip olabilecek "ilgi odağı olunabileceği düşüncesi" bile yıpratıcı olabilir… Yaşanılan kaygıyı arttıran düşüncelerden biri de, "bu durumun" diğer insanlar tarafından fark edileceği ve gülünç hale düşüleceği korkusudur. Kendilerine güvenlerinde ve benlik saygılarındaki düşüş, sosyal fobisi olan insanları red edilmeye, olumsuz değerlendirmeye karşı aşırı duyarlı ve tahammülsüz yapar.

Kimlerde Görülür?

Sosyal fobi depresyon ve alkolizmden sonra en çok rastlanan üçüncü ruhsal rahatsızlıktır. Genel nüfusun %7 ila 8’i sosyal fobi tanısı alır. Sosyal fobinin görülme sıklığı kadınlarda %2.3, erkeklerde %1.1 dolaylarındadır.Araştırmaların çoğu, sosyal fobinin kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Klinik araştırmalarda ise, sosyal fobinin her iki cinsiyette eşit oranlarda bulunduğu ya da erkeklerin çoğunlukta olduğu dikkati çekmektedir.

"ÖZGÜL ve YAYGIN SOSYAL FOBİ" olarak iki alt tip tanımlanmaktadır. Özgül sosyal fobi sadece belirli ortamlarda, mesela topluluk önünde konuşurken korku yaşanmasıdır. Yaygın sosyal fobide ise kişi kendisini nerdeyse bütün sosyal ortamlarda huzursuz, kaygılı ve gergin hisseder. Yaygın sosyal fobi en sık rastlananıdır. Sosyal fobi alt tipine göre ayrım yapıldığında, yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır. Sosyal fobi, alt tipine göre değişmekle birlikte ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş). Hastaların % 40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların %95’inde ise başlangıç 20’nin altındadır. Okul fobisi olan çocukların ileride sosyal fobi gelistirme ihtimalinin yüksek olabileceğine dair çalışmalar mevcuttur. Korkulan durumdan kaçma davranışı genellikle çok belirgindir. Tam bir sosyal yanlızlığa yol açabilir, bu yanlızlık beraberinde başka ruhsal hastalıkları da getirebilir.


Tedavi

Öncelikle SF’nin bir hastalık olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Sosyal fobi, tedavi edilebilen, kişiliği tamamen değiştirmek mümkün olmasa bile kişinin normal utangaçlık ve çekingenlik düzeyine geri döndürmenin mümkün olduğu bir rahatsızlıktır. Sosyal fobinin tedavisinin güçlü bir seçeneği, bilişsel-davranışçı ve ilaç tedavilerinin birlikte uygulandığı bir yaklaşımdır. Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genelde psikoterapi ile başarı daha yüksektir.

Sosyal fobide en sık uygulanan terapi şekli "Bilişsel ve Davranışçı Terapi"dir. Bilişsel terapide kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır.

Sağlıklı mutlu günler dileriz.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Özgüvenle tanışalım

Merhaba sevgili okurlarım. Güzel bir Mayıs ayından selamlarım sizleri. Bu hafta sizlerle özguven hakkında konuşmak istiyorum. Hayatın her...

 
 
 
Düğme fobisi hakkında

Merhaba değerli okurlarım yılın son ayından sizlere selam ederim. Sizinle son dönemlerde çocuklar arasında yaygın olan düğme fobisinden...

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page